İş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle hayatını kaybeden işçileri anıyoruz.
Kamuoyunun dikkatini işçi ölümlerine çekmek ve tüm çalışanlar için sağlıklı, güvenli ve insan onuruna yakışır çalışma koşulları talebi ile TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı ve YOL-İŞ Sendikası Genel Başkanımız Ramazan Ağar’ın çağrısıyla, inşaat, yapı materyalleri, ağaç işleri ve ormancılık sektörlerinde örgütlü sendikalar 28 Nisan 2025 Pazartesi günü Ankara’da gerçekleştirilen bir anma etkinliğinde bir araya geldi.
Sendikamızın ev sahipliğine gerçekleştirilen etkinlikte TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı ve Genel Başkanımız Ramazan Ağar, AĞAÇ-İŞ Sendikası Genel Başkanı Mürsel Taşci, ÇİMSE-İŞ Sendikası Genel Başkanı Zekeriye Nazlım, ORMAN-İŞ Sendikası Genel Başkanı Birol Gök, Sendikamız Yönetim Kurulu üyeleri, Ankara Şubelerimizin Yöneticileri ve çalışanlarımız ile sendikaların temsilcileri yer aldılar. Küresel düzeyde 12 milyon işçiyi ve 111 farklı ülkeden 365 sendikayı temsil eden İnşaat ve Ağaç İşçileri Enternasyonali’ne (BWI) Türkiye’den üye sendikalarımızın talepleri şu şekilde sıralanıyordu:
Çalışmak için Fazla Sıcak:
İşçileri Aşırı Sıcaktan Korumanın Zamanı
Aşırı sıcaklar, özellikle inşaat ve tarım gibi açık hava sektörlerinde çalışan işçilerin dayanma sınırlarını zorluyor. Her gün milyonlarca işçi, yeterli koruma önlemleri olmadan ve hayat kurtarıcı uyum tedbirlerine erişim sağlayamadan çalışıyor. Sadece 2024 yılında dünya genelinde rekor sıcaklıklar kaydedildi ve sıcaklık kaynaklı sayısız ölüm rapor edildi. İklim değişikliği bu durumu daha da kötüleştiriyor. 2030 ile 2050 yılları arasında, iklim değişikliği ve sıcaklık stresi nedeniyle yılda ek 250.000 ölüm yaşanması bekleniyor.
İklim krizini ön saflarda çalışan işçiler yaratmadı; en ağır bedeli onlar ödememeli!
Etkinlikte bir konuşma gerçekleştiren Genel Başkanımız Ramazan Ağar şu noktalara dikkat çekti;
Bu dünyanın kirlenmesi, iklim değişimi, havaların aşırı ısınması bizim yüzümüzden olmadı. İşverenlerin daha çok üretim, daha çok kar hırsı nedeniyle oldu. İnsan sağlığını hiçe sayan üretim biçimleri nedeniyle bugün bu noktadayız. Ancak bizim sebep olmadığımız bu durumun sonuçlarından en çok biz işçiler etkileniyoruz.
Biliyorsunuz Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği alanı 2012 yılından beri müstakil bir kanunla düzenlenmiş durumda. O tarihten bu yana yaşananlar hukuki düzenlemelerin iş kazalarını engellemekte tek başına hiçbir faydasının olmadığını gösteriyor.
İş kazalarını önleyecek olan iş sağlığı ve güvenliği kültürüdür.
Bu kültürün oluşmasında da sendikaların etkisi çok büyüktür.
Sendikalı işyerlerinde iş kazaları diğer işyerlerine göre çok daha düşük düzeyde gerçekleşiyor. Sendikalı işçi işyerinde güvensiz davranışlardan kaçınıyor.
Diğer yandan örgütlü işyerlerinde işverenler de bu konuya hassasiyet gösteriyor.
Dolayısıyla sendika aslında bir yandan da iş güvenliğinin teminatı durumunda.
Bu nedenle bizler örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasının iş kazalarının engellenmesi anlamında da çok önemli olduğunu ifade ediyoruz.
Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliğinin kültür haline geldiği, işverenlerin daha fazla kar hırsıyla insan hayatını hiçe saymadığı bir gelecek ümidiyle 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü’nü kutluyor, iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle hayatını kaybeden işçileride saygı ve rahmetle anıyorum.