18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü
Birleşmiş Milletler (BM) 04 Aralık 2000 tarihinde gerçekleştirilen Genel Kurulu’nda yükselen göç eğilimine istinaden 18 Aralık tarihini Uluslararası Göçmenler Günü olarak ilan etmiştir. Bu tarihin seçiminde temel neden 18 Aralık 1990 tarihli BM Genel Kurulu’nda “Tüm Göçmenler ve Ailelerinin Haklarının Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme”nin kabul edilmesidir.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon bu sabah yayınlanan mesajında şu sözlerine yer veriyor; “Bütçelerin daraldığı şu günlerde; göçmen işçilerin ayrımcılığa uğramasına yol açan kemer sıkma tedbirlerine ve göçmenlere karşı şiddeti cesaretlendiren yabancı düşmanlığına tanıklık ediyoruz. Ekonomik sıkıntılar yaşanan dönemlerde, göçmen işçilerin tüm sektörler için önem arz ettiğini hatıra getirmenin yararlı olacağını vurgulamak isterim”.
BM verilerine göre dünyada göçmenlerin sayısı 230 milyonu aştı. Bu istatistik yaklaşık 20 yıl önce yarı yarıyaydı. Göçmenler en yoğun olarak ikamet ettiği ilk üç ülke ABD, Almanya ve Rusya. 2010 yılı raporlarına göre 500 binden fazla göçmene ev sahipliği yapan ülke sayısı 64. Öte yandan ilgili BM Sözleşmesi’ni onaylayan ülke sayısı yalnızca 43. Türkiye’nin en yoğun göç verdiği Almanya da dahil olmak üzere, hiçbir Avrupa Birliği ülkesinin bu sözleşmeyi imzalamamış olması dikkat çekiyor.
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) milyonlarca göçmen işçinin uluslararası çalışma yasalarına uygun olmayan koşullarda çalıştırıldıklarına dikkat çekiyor ve bu işçilerin yerel işçilerle aynı haklara sahip olma taleplerinin reddedildiğini belirtiyor. Genel Sekreter Sharan Burrow’un mesajı çarpıcı gelişmeleri öne çıkarıyor: “Göçmenler en savunmasız işçilerdir. Çoğu zaman en tehlikeli endüstrilerde ve sömürgeci patronların emrinde çalışmak zorunda kalırlar. Katar, göçmenleri suistimal eden işverenlerin faaliyette olduğu ülkeler arasında en ön sıralarda. Bu ülke, 21. yüzyılın modern köleleştirme modellerini kullanarak, 1.2 milyon göçmen işçiyle ulusunun refahını inşa ediyor”.
FIFA 2022 Dünya Kupası Katar’da düzenlenecek. Halen Katar nüfusunun %96’sı göçmen işçiler oluşturuyor ve Dünya Kupası hazırlıkları için birer birer hayata geçirilen inşaat ve altyapı projeleri için çok daha fazla göçmen işçiye ihtiyaç duyacaklar. Burrow ekliyor; “Victor, Katar’da bir mermer şirketinde çalışıyor ve sefil durumdaki bir işçi kampında 12 kişiyle aynı odayı paylaşıyor. Maaşı hiçbir neden göstermeksizin 400 Dolar’dan 200 Dolar’a düşürüldü, ancak uygulanan vize rejimi O’nun bu duruma itiraz etmesine engel. Pasaportu şirketin elinde ve şirketin izni olmadan ülkeyi terk edemez. İşçiler alınıp satılamazlar. El ele verip göçmen işçilerin çalışma, ücret ve barınma koşullarını istismar eden işverenleri gün yüzüne çıkarmalıyız. Victor gibi işçiler ancak bu sayede hak ettikleri itibara kavuşacaklardır”.
Üst örgütümüz İnşaat ve Ağaç İşçileri Enternasyoneli (BWI) de 18 Aralık’a ilişkin bir bildiri yayınladı. Bildiride Tayland’da çalışan 1.5 milyon göçmen işçinin, uygulamada belirsizlikler yaşanan Uyruk Soruşturması Yasası nedeniyle sınır dışı edilme riskiyle yüz yüze olduğu vurgulanıyor. Bir diğer tespit Katar’da devam eden Dünya Kupası inşaatlarında çalışan 1.2 milyon işçinin örgütlenme ve hakları için mücadele etmelerinin yasaklanması. BWI ekliyor; “Göçmen işçiler hakları ellerinden alınmasına, istismar edilmelerine ve dışlanmalarına karşın Tayland ve Katar gibi ülkelerin ekonomik gelişimine büyük katkı yapmaktadırlar”.
BWI Genel Sekreteri Ambet Yuson’un mesajı ise şöyleydi; “Göçmen işçiler ve özellikle de BWI’nin örgütlü olduğu endüstriler olan inşaat, ağaç işleri ve ormancılık sektörlerinde çalışan işçiler belirsiz bir gelecekle karşı karşıyalar. Onlar güvencesiz istihdam biçimleri karşısında korunmasızlar, sosyal ve ekonomik imtiyazlara ulaşmaları kısıtlanmış durumda, tehlikeli ve güvenliksiz çalışma koşullarına maruz kalıyorlar ve haklarını savunmaları engelleniyor. Uluslararası Göçmenler Günü vesilesiyle, göçmen işçilerin haklarının, temel insan hakları olduğunu bir kez daha vurguluyoruz”.
Üyesi bulunduğumuz Kamu Hizmetleri Enternasyoneli (PSI) bildirisinde ise şu konulara dikkat çekiliyor: Ekonomik krizin etkisi altındaki ülkelerde nefret kampanyalarının, ırkçı propagandaların ve göçmenlere yapılan saldırıların arttığına şahit oluyoruz. Kamu hizmetlerine yapılan yatırımlarda ve kamu çalışanlarının ücretlerinde uygulanan kesintiler ekonomik belirsizliği beraberinde getiriyor ve göçmen işçiler, bu duruma neden olmakla itham ediliyorlar. Oysa ki kemer sıkma tedbirlerinden başta kadın ve genç işçiler olmak üzere, en çok göçmen işçiler etkilenmektedir. İşine ilk son verilenler hep göçmen işçiler olmuştur ve hatta sağlık, eğitim ve sosyal hizmetler gibi hayati önem taşıyan kamu hizmetlerine erişimleri engellenmiştir.
PSI Genel Sekreteri Rosa Pavanelli ekliyor; “İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz döneminde en çok ihtiyacımız olan şey, tüm dünya işçilerinin dayanışmasıdır. Toplumlarımızın en savunmasız kesimi olan göçmen işçileri hedef alan ırkçılığa, ayrımcılığa ve yabancı düşmanlığına karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz”.
Fotoğraflar:Matilde Gattoni, Katar İşçi Kampları