İş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle hayatını kaybeden işçileri anıyoruz.
Güçlü bir sendikal mücadele ardından Türkiye’de müstakil bir İSG yasasının yürürlüğe girmesi üzerinden 10 yıl geçti. Ancak, sorunlu bir alan olarak varlığını sürdürüyor. Geçtiğimiz yıl 2 bin 170 işçi iş kazaları sonucu yaşamını yitirdi. Ölümlerin beşte biri inşaat sektöründe yaşandı. Yaşamını yitirenler arasında çocuk yaştakiler ile göçmenlerin yer alması dikkat çekiyor. Kamuoyunun dikkatini işçi ölümlerine çekmek ve tüm çalışanlar için sağlıklı, güvenli ve insan onuruna yakışır çalışma koşulları talep etmek için TÜRK-İŞ Genel Mali Sekreteri ve YOL-İŞ Genel Başkanı Ramazan Ağar’ın çağrısıyla, inşaat, yapı materyalleri, ağaç işleri ve ormancılık sektörlerinde örgütlü sendikalar 28 Nisan 2022, Perşembe günü Ankara’da bir anma etkinliği düzenlediler. Etkinlikte Sendikamız Yönetim Kurulu üyeleri, Ankara Şubelerimiz ve çalışanlarımız, AĞAÇ-İŞ Genel Başkanı Mürsel Taşci, ÇİMSE-İŞ Genel Mali Sekreteri İbrahim Yağşi, ORMAN-İŞ Genel Mali Sekreteri Metin Ayan ve TARIM ORMAN-İŞ Genel Başkanı Şükrü Durmuş ile sendikaların temsilcileri yer aldılar. Küresel düzeyde 13 milyon işçiyi ve 127 farklı ülkeden 351 sendikayı temsil eden İnşaat ve Ağaç İşçileri Enternasyonali’ne (BWI) Türkiye’den üye sendikalarımızın talepleri şu şekilde sıralanıyordu: Yeni iş cinayetlerine yol açmamak için İSG’de zihniyet değişimine gidilmeli, “önce insan ve işçi güvenliği” anlayışı benimsenmelidir. İSG mevzuatının eksiksiz hayata geçmesi ve hukuki zeminin tam olarak sağlanabilmesi için bu alanla ilgili ILO Sözleşmeleri ruhuna uygun bir şekilde ulusal mevzuata kazandırılmalıdır. Sendikal özgürlüklerin ve sendikal örgütlenmenin önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Taşeron işçilik uygulamasına son verilmelidir. İşyerlerinde oluşturulan İSG Kurulları demokratik yapılar olarak düzenlenmeli, kurullara yaptırım yetkisi verilmelidir. İş müfettişi sayısı artırılmalı ve işyeri denetimleri etkin olmalıdır.
Genel Başkanımız Ramazan AĞAR’ın 28 Nisan – Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü Konuşması :
BWI Üyesi Sendikaların Değerli Başkanları ve Yöneticileri, YOL-İŞ Sendikamızın Değerli Yönetim Kurulu Üyeleri, Şube Başkanlarımız ve Yöneticilerimiz, Değerli İşçi Arkadaşlarım.
Sendikamızın ev sahipliğinde düzenlenen “28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü Anma Toplantısı” münasebetiyle sizlerle birlikte olmaktan mutlu olduğumu ifade ediyor, hepinizi şahsım, yönetim kurulum ve Türkiye Yol-Yapı-İnşaat İşçileri Sendikası YOL-İŞ adına saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkanlar, Değerli Katılımcılar,
Bugün 28 Nisan 2022.
28 Nisan, Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun “Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü” olarak, dünya sendikalarının ise; “İş Kazalarında Hayatlarını Kaybeden İşçileri Anma Günü” olarak kabul ettikleri bir gündür.
28 Nisan’lar; ülkemizde ve dünyada, iş kazalarından veya meslek hastalıklarından dolayı hayatını kaybeden işçileri etkin ve yaygın biçimde andığımız bir gündür.
Bu yıl 28 Nisan’da, BWI üyesi Türkiye sendikaları olarak İş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle sakatlanan ve hayatını kaybeden işçileri anmak Ulusal ve uluslararası kamuoyunun dikkatini emekçi ölümlerine çekmek ve geride kalan, ekmeği için çalışanlara sağlıklı, güvenli ve insan onuruna yakışır bir iş talep etmek için burada toplandık.
Sayın Başkanlar, Değerli Katılımcılar,
Ülkemiz 2012 yılında 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkarmış, AB direktiflerini temel alarak yaklaşık 40’tan fazla yönetmeliği mevzuata kazandırmış, ILO’nun başta 167 sayılı İnşaat İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Sözleşmesi olmak üzere birçok sözleşmeyi kabul etmiştir.
Ancak tüm bunlara rağmen iş kazalarını, işçi ölümlerini önleyemedik, önleyemiyoruz. Güçlü bir sendikal mücadelenin ardından Türkiye’de müstakil bir İSG yasasının yürürlüğe girmesinin üzerinden 10 yıl geçti.
Ancak, İş Sağlığı ve Güvenliği, sorunlu bir alan olarak varlığını sürdürmektedir. Geçtiğimiz yıl 2 bin 170 çalışan iş kazaları sonucu yaşamını yitirdi. Bu, her gün 6 arkadaşımızın ölümü anlamına gelmektedir.
Meslek hastalıkları nedeniyle ölümlerin, iş kazalarının 6 katı olduğu düşünülürse, iş sağlığı ve güvenliği alanındaki tablonun ne kadar olumsuz olduğu ortaya çıkmaktadır.
Bildiğiniz gibi, işkolumuz ağırlıklı olarak çok tehlikeli ve tehlikeli bir işkoludur.
2021 yılında gerçekleşen 2 bin 170 ölümün beşte biri inşaat sektöründe yaşanmıştır.
Burada belirtilmesi gereken bir husus; inşaatlarda hayatlarını kaybeden işçilerden bir bölümünün işyerlerinde çalışan taşeron işçiler olmasıdır.
Bu durum, taşeron işçilerin iş sağlığı ve güvenliği şemsiyesi altına girmeleri açısından da bir an önce sendikalı olmaları gerektiğini ortaya koymaktadır.
Ayrıca, son yıllarda yaşamını kaybedenler arasında çocuk işçiler ile göçmenlerin yer alması dikkat çekicidir.
Merdiven altında çalışan çocuk işçileri, gençleri, kadın işçileri, istatistiklere yansımayan meslek hastalıkları nedeniyle gerçekleşen ölümleri de dahil ettiğimizde, ölümlerin çok daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz.
Maalesef ülkemiz ölümlü iş kazalarında Avrupa’da birinci sıradaki, dünyada ise üçüncü sıradaki yerini korumaktadır.
İş sağlığı ve güvenliği konularına gereken önem verilmediğinde, bu alandaki sorunların karşımıza iş kazaları, meslek hastalıkları, ölümler, yaralanmalar, üretim kaybı, tazminatlar, cezalar, dolayısıyla olumsuz bir sağlık ve ekonomik tablo olarak çıkması kaçınılmaz olmaktadır.
Oysa biz ILO’nun “Güvenlik Kültürü Raporu”ndan da biliyoruz ki, meslek hastalıklarının tümünü, iş kazalarının yüzde 98’ini önlemek mümkündür.
YOL-İŞ sendikası olarak, iş kazalarını önlemek mümkünken, evinden ekmeğini kazanmak için işine giden ve bir daha evine dönemeyen emekçilerin ölümlerini kabul edilemez buluyoruz.
BWI üyesi Türkiye sendikaları olarak, bir işçinin bile ölümünü kabul etmiyoruz.
Bu tablo, Türkiye’nin mutlaka değiştirmesi gereken bir tablodur.
Sayın Başkanlar, Değerli Konuklar, 28 Nisan, 2001 yılından itibaren Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından “Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü” olarak kabul edilmiştir.
ILO, her yıl farklı tema ve çeşitli etkinliklerle iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle yaralanan ve hayatını kaybeden işçileri anmakta, çatısı altındaki üçlü yapıya ve taraflara görev ve sorumluluklarını hatırlatmaktadır.
Üst örgütümüz BWI de, küresel bir fikir birliği oluşturmak için, her 28 Nisan’da toplu eylem ve etkinlikler düzenlemektedir.
Bu yıl BWI yayımladığı bildiride; her yıl yüz binden fazla inşaat ve ağaç işleri sektörü işçisinin “önlenebilir kazalarda” yaşamını kaybettiğine dikkat çekerek; kayıt dışı istihdamın, taşeronlaştırmanın, sendikaları baskı altında tutma politikalarının işçi ölümlerine karşı verilen mücadeleyi baltaladığını vurgulamaktadır.
Bugün burada BWI üyesi Türkiye sendikaları olarak yapmakta olduğumuz bu anma toplantısıyla;
Ulusal ve uluslararası kamuoyunun dikkatini iş kazalarına ve işçi ölümlerine çekiyoruz.
Tüm çalışanlara güvenli ve insan onuruna yakışır bir iş talep ediyoruz. Çabalarımızın sonuca ulaşması, ancak işçi ölümleri sıfır olduğunda, meslek hastalığı ve iş kazası risklerinin önlenmesi yönünde çalışmalar hayata geçtiğinde mümkün olabilecektir.
Bu hedefe ulaşmamız için sendikalarla işverenlerin işbirliği yapmaları hayati bir önem taşımaktadır.
Ölümleri önlemek için sıfır iş kazası da yetmez, meslek hastalıklarını tespit edip, tedavi edebilmeliyiz.
Bunun için meslek hastalıkları hastanesi sayısını artırmalı, meslek hastalıklarının tespitine yönelik çalışmalar da yapmalıyız. Bütün bunları yapabilmemiz için de öncelikle zihniyet değişikliğine gitmemiz, “önce insan ve işçi güvenliği” anlayışını benimsememiz gerekmektedir.
Dileğimiz ve talebimiz, artık işçilerin iş kazalarından ve meslek hastalıklarından dolayı ölmemesi, sağlıklı ve güvenli ortamlarda çalışmalarıdır. Ekmeğini kazanırken ölmek, işçinin kaderi olmamalıdır!
Bu görüş ve düşüncelerle sizlere sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.