8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Kutlu Olsun!
8 Mart 1857 günü Amerika’nın New-York şehrinde erkeklerle eşit haklara sahip olmak için genel greve giden kadın dokuma işçilerinden 129’u kapatıldıkları fabrikada çıkan yangında can verdiler.
Bu yangın; eşit ücret, eşit muamele ve ayrımcılığın son bulması için mücadele veren tüm emekçi kadınların yolunu aydınlattı…
1910’da toplanan 2. Uluslararası Kadınlar Konferansında 129 kadın işçinin can verdiği 8 Mart günü oybirliği ile “ Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kabul edildi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart Gününü “Dünya Kadınlar Günü” olarak kabul etmesiyle 8 Mart, Dünya çapında bir mücadele ve dayanışma günü haline geldi.
Böylece her yıl 8 Mart Günü kadınların; eşit ücret, daha iyi çalışma koşulları, çalışma sürelerinin kısaltılması, insan onuruna yakışır iş ve çalışma ortamı, barınma hakkı, seçme ve seçilme hakkı gibi taleplerini 8 Mart tarihinde çeşitli etkinliklerle duyurmaya gayret ettiler. Bu nedenle 8 Mart tarihi; kadınların ekonomik, sosyal, hukuksal taleplerini ortaya koydukları bir mücadele günü niteliği kazandı.
Kısaca emekçi kadınlar 161 yıldır; eşit ücret, eşit hukuk, eşit insan olmak gibi en temel hakları için mücadele vermektedirler.
Ülkemizde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında kutlandı. Atatürk’ün girişimiyle kadınlara 1930’da belediye seçimlerinde seçme, 1933 muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık1934’te Anayasa’da yapılan değişiklikle milletvekili seçme ve seçilme hakları tanındı. Bugün kadınların başta yaşam hakkı olmak üzere, temel hak ve özgürlükler için mücadele vermekte olmaları; uygarlığımız ve demokrasimiz yönünden düşünülmesi gereken bir durumdur.
Oysa insanlık tarihi kadının söz hakkına sahip olduğu ANAERKİL Dönem ile başlamıştır. Her toplumda, Anadolu’da doğurganlık ve bereket simgesi olan ANATANRIÇA KİBELE gibi simgeler mevcuttur. Ancak emeğe karşı ideolojik tavır alan kapitalist sistemde kadın; “kaşık düşmanı”dır.
Dünya Ekonomik Forumu 2017 Toplumsal Cinsiyet Eşitsizlikleri Göstergesi Raporu’nda Türkiye 144 ülke içinde 131. sırada yer almıştır.
Toplumun yarısını oluşturan kadına karşı ayrımcılık hayatın her alanına sinmiştir. Evde, tarlada, büroda ve sanayide çalıştırılan kadının payına; ikinci sınıf insan muamelesi görmek, kayıt dışı, sendikasız ve sigortasız olarak taşeronda çalışmak, düşük ücret ve keyfi biçimde işten atılmak düşüyor.
Kadının evde, işyerinde veya toplumda mücadelesinin karşılığı; şiddet, işsizlik veya ölüm olmamalıdır. 2010 yılında 177, 2011’de 165, 2012’de 155, 2013’de 237, 2014’te 257, 2015 yılında 303, 2016 yılında 328, 2017 yılında ise 409 kadın öldürülmüştür. Her geçen yıl öldürülen kadın sayısı artmaktadır. Her geçen yıl cinsel şiddet uygulanan kadın sayısı artmaktadır. Nitekim, 2017 yılında 332 kadına cinsel şiddet uygulanmıştır.
Son yıllarda kadınlara yönelik akıl, mantık dışı söylemlerin çoğalması kadına şiddeti ve tacizi etkileyen nedenlerin başında gelmektedir. Bu tür söylemleri kınıyor ve lanetliyoruz.
2018 yılında; aile içi şiddet, tecavüz, töre cinayetleri ve çocuk gelinler utancının son bulması, kadınların insanca çalışması ve insan gibi yaşaması, her türlü ayrımcılığın beyinlerde, yasalarda ve uygulamalarda son bulması, kadın çalışanların her işyerinde çocukları için yuva ve kreş ihtiyaçlarının karşılanması, ev kadınlarının isteğe bağlı sigorta ve emeklilik koşullarının iyileştirilmesi, çalışan kadınların emeklilik, yaş ve prim ödeme gün sayısının düşürülmesi, kadının taşeronluk sistemi içinde katmerli istismarının önlenmesi için birlikte mücadele; çözüm için tek yoldur.
Analarımız, eşlerimiz, bacılarımız olan kadınların insanca muamele görmesi, eşit bireyler olarak yaşaması ve en az erkekler kadar özgürlüklere sahip olması aynı zamanda temel bir insan hakkıdır.
Ulusal Kurtuluş Savaşımızın, evimiz-ocağımızın ve üretimin belkemiği olan kadınlarımızın; daha insanca çalışma ve yaşama koşullarını hak ettiklerinden zerre kadar kuşkumuz yoktur.
Bu nedenle 8 Mart 2018 yılında haykırıyoruz !
Kadına şiddet, tecavüz, taciz son bulsun!
Kadınların uğradıkları şiddet nedeniyle yaşamlarını yitirmeleri büyük bir utançtır!
Kadınların ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmesine son!
Çocuk gelin ve küçük yaşta evliliğe son!
Kadınların eğitimden yoksun bırakılması insanlık ayıbıdır!
Aşırı doğum dayatması, şiddettir!
Kapitalist sistemin kriz gerekçesiyle kadını fuhuşa zorlaması şiddettir!
Kadın bedeni, ana bedenidir, reklam malzemesi olarak sunulması şiddettir!
Daha yaşanabilir bir dünya, daha demokratik bir ülke ve daha özgür bir yaşam… Emeğin, hakkını alabildiği bir çalışma hayatı ancak ve sadece kadın-erkek tüm emekçilerin kol kola girmesi ile sağlanabilir.
Bu düşünce ile kadın üyelerimizin, tüm kadın emekçilerin, analarımızın ve tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü içtenlikle kutluyoruz!
Daha Güvenli bir çalışma hayatı, daha insanca yaşam koşulları, savaştan ve şiddetten arındırılmış bir dünya umudu ile
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun!
Türkiye YOL-İŞ Sendikası
Yönetim Kurulu