8 Mart; kadınların 1857 yılından bu yana ayrımcılığa, eşitsizliğe ve sömürüye karşı direnişinin adıdır.
8 Mart; kadın işçilerimiz ve hepimiz için dünya çapında mücadele ve dayanışma günüdür.
Emekçi kadınlar 168 yıldır; temel hakları için mücadele vermektedirler.
Ülkemizde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında kutlanmıştır. Atatürk’ün girişimiyle kadınlara 1930’da belediye seçimlerinde seçme ve seçilme, 1933 yılında köy muhtar ve heyetlerine seçilme, 5 Aralık 1934’te Anayasa’da yapılan değişiklikle milletvekili seçme ve seçilme hakları tanınmıştır.
Kadınların hayatın her alanında söz sahibi olması ve güçlenmeleri için kadının insan haklarını koruyarak, siyasal, sosyal ve ekonomik alanda kadın temsilini arttırmak demokrasinin gelişiminde önemli bir odak noktasıdır.
Türkiye YOL-İŞ Sendikası bu bilinç doğrultusunda demokrasinin olanaklarından yararlanarak, kadınların kalkınması ve kadın haklarının güvence altına alınarak her türlü ayrımcılığa ve şiddete karşı durmak adına her zaman olduğu gibi bugün de inanarak mücadele etmeye devam etmektedir.
Uluslararası sözleşmelere ve ulusal düzeyde takip edilen politikalara rağmen kadınlar dünyanın her yerinde şiddete ve ayrımcılığa uğramakta; eğitimde, sağlıkta, siyasette ve karar mekanizmalarında kadınların faaliyetleri cam tavan engeliyle karşılaşmakta; kültürel, siyasal ve ekonomik nedenlerden dolayı ayrımcılığa uğramaktadır.
Tüm bu ayrımcılıklara ve kadın hakları ihlallerine dur demek hepimizin vazifesi, hepimizin ortak sorumluluğudur.
Bugün kadınların ve çocukların yoksullaşmasında rol oynayan en önemli sorunlardan biride savaş ve bölgesel çatışma sorunlarıdır.
Bu bağlamda dünyanın dört bir yanında sürmekte olan, yüz binlerce insanın ölümü ve milyonlarca insanın yurdundan olmasıyla sonuçlanan savaşların sonucunda en fazla mağdur olan kesim ÇOCUKLAR ve KADINLARDIR.
Belli bir kültür ve bilinç düzeyinden hareketle, yoksullukla mücadelede sivil toplumdaki gönüllülüğün, gerek sorumluluk bilinciyle, gerekse paylaşma duygusuyla kültürel bir değer olarak geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması büyük önem taşımaktadır.
Kadının her alanda güçlendirilmesi hem yoksulluğun üstesinden gelmesi için olumlu rol oynayacak, hem de toplumun gelişip güçlenmesini sağlayacaktır.
Ülkemizde farklı alanlarda ve her platformda toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ve adaletsizliğin önüne geçilmesi için yeni politikalar üretilmesine katkı sağlamaya yönelik ortak bir dayanışma oluşturulmalıdır. Bu dayanışma doğrultusunda, toplum olarak vicdani ve ahlaki bir adalet anlayışına ve kabulüne ihtiyaç duymakla beraber, sosyal, politik ve hukuksal düzenlemelerin geliştirilmesi ve zihniyet değişiminin gerçekleştirilmesi noktasında gerekli çaba ve gayretin aynı kararlılıkla devam ettirilmesi gereklidir.
Erkeğiyle, kadınıyla, yaşlısıyla, genciyle, kadına yönelik şiddet ve benzeri, insan onurunu zedeleyen her türlü haksızlığa, adaletsizliğe karşı demokrasi ve adaletle mücadele edeceğimiz, toplumsal huzurun tesis edildiği günlere erişme temennisiyle;
Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün; Yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layık gördüğü Kahraman Türk Kadınlarının “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü”nü kutluyoruz.