İnşaat ve Ağaç İşçileri Enternasyonali (BWI) Dünya Konseyi, 2013 yılı Aralık ayında gerçekleştirilen 3. Kongre ardından yeni üyeleri ile ve yeni Başkanı Per Olof – Sjöö’nün moderatörlüğünde Cenevre’de ilk kez toplandı. 20 – 21 Kasım 2014 tarihlerinde düzenlenen toplantıya Sendikamızı temsilen, aynı zamanda Dünya Konseyi Üyeliği görevini de sürdüren, Genel Sekreterimiz Tevfik Özçelik ile Dış İlişkiler Uzmanı Özgür Doruk katıldılar. 26 ülke grubundan, 34 üyenin yer aldığı Konsey çalışmaları BWI Başkanı, Başkan Yardımcısı, Genel Sekreteri ve Alt Bölge Başkan Yardımcıları ile Bölgesel Sekreterlerin nezaretinde iki gün süreyle devam etti.
BWI Başkanı Per Olof – Sjöö’nün, Konsey’in açılışında yaptığı konuşması, uluslararası sendikal hareketin küresel gündemine ilişkin bir güncelleme niteliğini taşıyordu. Sjöö’nün konuşması ardından Konsey üyeleri sırasıyla toplantı gündemini ve bir önceki Dünya Konseyi Toplantısı tutanaklarını oy birliğiyle onadılar.
BWI, Orman Sertifikasyonuna
Konusunda Yeni Bir Hamleye Hazırlanıyor
Dünya Konseyi gündeminin dördüncü maddesi BWI’nin küresel faaliyetlerine üzerine tesis edilmiş çalışma grupları ile bilgi paylaşım ağlarının raporlarına ayrılmıştı. Sunumlar ağaç işleri ve ormancılık çalışma grubu sekretaryası görevini üstlenen BWI Ağaç İşleri ve Ormancılık Küresel Direktörü Coen van der Veer’in raporu ile başladı. Veer raporunda, 7 – 14 Eylül 2014 tarihleri arasında İspanya’nın Sevilla kentinde toplanan Orman Koruma ve Gözetim Sertifikasyonu (FSC) Genel Kurulu’na BWI tarafından hazırlanarak sunulan 35 No’lu Önerge’nin reddediliş sürecine ilişkin bilgiler aktardı.
Amacı, işçiler ve yerli halklara ilişkin riayet edilmesi gereken ILO konvansiyonları ve/veya Birleşmiş Milletler (BM) tebliğlerinin, aynı biçimde ve bağımsız şekilde yorumlanmasının sağlanması olan önerge, sosyal ve çevresel konseylerin her ikisinde de lehte oy almış olmasına karşın, ekonomik konseyde aleyhte oy kullanılması nedeniyle Genel Kurul’dan geçirilememişti. Veer raporu ardından BWI Dünya Konseyi’ne, FSC’nin bu tutumuna ilişkin yeni bir pozisyon alınması önerisinde bulundu. Sunuşlar sırasıyla; Kongre Önergesi 1 üzerine çalışma grubu, Çin menşeili çok uluslu şirketler çalışma grubu, küresel sözleşmeler çalışma grubu raporlarının takdimi ile devam etti.
Yuson, “İşçi Hakları Yoksa,
Dünya Kupası Da Yok”
BWI, Ocak 2007’de örgütlenme – müzakere etme – kampanya yürütme hedeflerine ulaşmak adına 2010 Öncesi ve Ötesinde İnsan Onuruna Yakışır İşler başlıklı yeni kampanyasını hayata geçirdi. Bu kampanya Güney Afrika’da düzenlenen 2010 Dünya Kupası çerçevesinde işçi hakları üzerine konumlandırılmıştı. Resmi olarak 27 Ekim 2007’de Johannesburg’da başlanan kampanya ardından; BWI’nin Güney Afrika’dan üye örgütleri, üyelerinin çalışma koşullarının düzeltilmesi amacıyla toplamda 26 grev eylemi gerçekleştirdiler, örgütlenme hususunda hızlı bir gelişme elde ettiler, işverenlerle yeni toplu sözleşmeler imzalama üzerine ilerici ve etkin stratejiler geliştirdiler, diğer uluslararası paydaşlar ise FIFA üzerinde insan onuruna yakışır işler konusunda ciddi bir baskı kurdular. Başka ülkelerde dayanışma adına gerçekleştirilen eylemler ise BWI’nin bu yeni örgütlenme aracının hayati etkisini kanıtlar nitelikteydi.
Spor etkinlikleri üzerine örgütlenme kampanyaları üzerine çalışmalar yapan alt komisyon raporunda bu bilgilere yer verdi BWI Başkan Yardımcısı Dietmar Schafers. BWI 2008 – 2014 yılları arasında devasa spor etkinliklerine ev sahipliği yapan ve bu nedenle yeni yapı inşaatları, otellerin, mevcut spor komplekslerinin ve havalimanlarının renovasyonu vasıtasıyla inşaat endüstrilerinde istihdam olanakları artan Güney Afrika, Polonya – Ukrayna ve Brezilya’da kampanyalar düzenledi. Bu girişimlerin belkemiğini çalışma, örgütlenme, toplu pazarlık, kabul edilebilir ücretler, “0” iş kazası, eşitlik, sağlık ve güvenlik ve sendikal kapasite hakları başlıklarını da içeren, inşaat endüstrisinde İnsan Onuruna Yakışır İşler hedefi oluşturuyordu. Kampanyalar pek çok açıdan başarılarla sonuçlandı. Ancak bilhassa sendikaların üye sayılarını arttırmaları ve güçlenmeleri öncelikli edinimlerdi.
Schafers şu sözlerine de yer verdi, “BWI bu alandaki çabalarını sürdürmeye ve yeni üyeler kazanmak, işçilerin çalışma koşullarını iyileştirmek ve işçi haklarına riayet edilmesini sağlamak amacıyla büyük spor etkinliklerini bir araç olarak kullanmaya devam etme kararı almıştır. Çalışma alanımız şimdi daha da genişledi ve daha uzun soluklu bir stratejik çerçeveye ihtiyaç doğdu. Çünkü spor etkinlikleri takvimi, binlerce göçmen işçinin stadyumlar ve diğer altyapıları sendikal haklardan mahrum bir biçimde inşa ettikleri 2016 Rio Olimpiyatlarına ve 2022 Katar Dünya Kupası’na dek uzanmış durumda”.
Katar: Kölelik Düzeninin
Yeni Adresi
Çimento ve yapı materyalleri bilgi ağı ve iklim değişikliği çalışma grubu raporlarının sunumu ardından göçmen işçiler çalışma grubu raporuna geçildi. BWI, hükümetlerle, inşaat şirketleriyle ve uluslararası organizasyonlarla irtibata geçerek insan onuruna yakışır istihdam olanaklarının tesis edilmesi, güvenli ve sağlıklı işyerleri oluşturulması, işçilere itibar gösterilmesi ve inşaat işçilerinin tümünün emeklerinden doğan haklarına riayet edilmesi hususunda çeşitli standartlar ve şartlar talebinde bulunmaktadır. Bu itibarla, 2022 yılında gerçekleştirilecek UEFA Dünya Kupası hazırlıklarında çalıştırılmak üzere yüz binlerce göçmen işçinin Katar’a getirilmesi ve çeşitli defalar uluslararası sendikal örgütlerce buradaki çalışma ve yaşam koşullarının, modern çağın kölelik düzeni oluşunun gündeme getirilmesi, Katar’ın öncelik arz etmesine neden olmuştur.
BWI’nin, Katar’da çalışan göçmen işçilerin çalıma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için yayınladığı 11 maddelik talepler listesinde şu konulara vurgu yapılmaktadır. İşçilerin vize ve yasal konular açısından bir sponsoru olması şartını getiren ve işçi istismarını tetikleyen Kafala sistemine son verilmesi. Göçmen işçilere saygı duyulması, itibar gösterilmesi ve eşit muamele yapılması. Uluslararası konvansiyonlar ve standartlara uyumlu sağlık ve güvenlik tedbirlerinin tesis edilmesi ve uygulanması. İşçilere örgütlenme ve toplu pazarlık haklarının tanınması. Ana yükleniciler ile taşeron şirketler arasında müşterek sorumluluk ilkesinin hayata geçirilmesi. İşçi istismarının önüne geçilmesi amacıyla istihdam ajanslarının faaliyetlerini düzenleyen yasa ve yönetmeliklerin yürürlüğe konulması. Etkin, bağımsız ve yasalarla korunan iş ve işyeri teftişlerinin hayata geçirilmesi. İş mahkemelerinin ve adil yargılamanın tesis edilmesi. Hükümetlerin istihdam sözleşmelerine bir standardizasyon getirmesi. İşçilerin yaşamlarını idame ettirebilir düzeyde ücretler alabilmesi. Ve güvenli ve insan onuruna yakışır barınma olanaklarının sağlanması.
BWI Eylem Kararı:
Grev Hakkımızı Savunalım
ILO tarafından düzenlenen Uluslararası Çalışma Konferansı’nda bu yıl da İşveren Grubu tarafından işçilerin grev hakkına saldırılar gerçekleşti. Tıpkı 2012 yılında yaptıkları gibi, İşveren Grubu bir kez daha grev hakkının ILO’nun 87 Sayılı “Örgütlenme ve Sendika Kurma Özgürlüğü Sözleşmesi” kapsamında olmadığını savundu. Bu durum ülkeler üzerine Standartların Uygulanması Komitesi’nce hazırlanan 25 önemli vakanın ILO üyelerince gündeme alınmasının engellenmesine yol açtı. İşveren Grubu’nun grev hakkının içtihatlar gereği ILO’nun 87 Sayılı Sözleşmesi’ne dâhil oluşuna ilişkin itirazını sürdürmesi, ILO’nun yönetim mekanizmasında oluşan kilitlenmenin sürmesi anlamını taşıyacaktır. Konfederasyonumuz TÜRK-İŞ’in de üyesi bulunduğu Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) yayınladığı bildiride, “ILO Yönetim Kurulu sistemin korunması için ivedilikle kararlı adımlar atmalıdır. Bize göre eldeki tek araç, grev hakkı ile ilgili bu ihtilaf için ILO Tüzüğünün 37.1 Maddesi’ne uygun bir şekilde, Uluslararası Adalet Divanı’na tavsiye niteliğindeki düşüncesini almak için başvurulmasıdır” görüşünü dile getirmişti.
EFBWW, NFBWW ve BWI’nin Avrupa çalışmalarını ortaklaştırması ve Almanya IG BAU Sendikası tarafından Konsey’e sunulan “Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı” üzerine önergenin onanması ardından ILO ve grev hakkı konulu tartışma bölümüne geçildi. Burada söz alan BWI Genel Sekreteri Ambet Yuson şu sözlerine yer verdi, “BWI olarak bizler tüm üye örgütlerimizi hükümetleri üzerinde işçilerin grev hakkını savunmaları yönünde baskı kurmaya çağırıyoruz. Bilhassa ILO’nun yönetim organlarında temsilcisi bulunan hükümetlerin faaliyette olduğu ülkelerden üyelerimizi, grev hakkımıza ilişkin tartışmaların sona erdirilmesi için konunun Uluslararası Adalet Divanı’na taşınması gerektiği konusunda ikna etmeleri için teşvik ediyoruz”.
BWI Dünya Konseyi Toplantısı; Afrika – Orta Doğu ve Latin Amerika – Karayipler alt bölge konferanslarında genç işçiler üzerine hazırlanan önergelerin onanması, Kenya ve Nijerya’da sürdürdüğü terör faaliyetleri ile bu ülkelerde yaşayan emekçiler ve halklar için tehdit arz eden Boko Haram ve Al Shabab örgütlerine karşı müdahele çağrısı yapan bildirinin imza edilmesi, İsrail’in 7 Temmuz 2014 tarihinde başlayan ve bir ay süreyle devam eden, 2 binden fazla sivilin yaşamını yitirmesine yol açan saldırıları nedeniyle kınanmasına yönelik bildirinin kabul edilmesi ve BWI tarafından Ukrayna’ya gönderilen Dayanışma Heyeti’nin gözlemlerini aktarmaları ardından sona erdi.