EFBWW İnşaat Daimi Komitesi Toplantısı
Avrupa İnşaat ve Ağaç İşçileri Federasyonu (EFBWW) İnşaat Daimi Komitesi’nin 2012 ikinci yarıyıl toplantıları 2 – 3 Ekim tarihlerinde Lüksemburg’da yapıldı. 31 ülkeden 2,5 milyon inşaat emekçisini temsil eden federasyonumuza üye 72 sendikadan temsilcilerin katıldığı toplantıda, Sendikamız adına Genel Başkan Yardımcımız Bekir Avcı, Genel Eğitim Sekreterimiz Ahmet Kılıç ve Dış İlişkiler Uzmanı Özgür Doruk da hazır bulundular.
Aynı zamanda Alman IG BAU Sendikası Genel Başkan Yardımcılığı görevini de sürdürmekte olan Komite Başkanı Dietmar Schäfers’in gündemi sunuşu ile ilk gün çalışmalarına başlandı. Avrupa inşaat endüstrisinde göç ve göçmen işçilere sendikal örgütlülük kazandırılması, AB Komisyonu’nca yayınlanan “İnşaat Endüstrisinde Sürdürülebilirlik” başlıklı tebliğ, sosyal tarafların temsil edilebilirliği, kamu ihaleleri ve AB tarafından yürürlüğe konulan ilgili yönetmelik, emekli aylıkları – erken emeklilik – EFBWW “Ağır İşler” Projesi, sosyal kimlik kartı uygulaması, EFBWW ve Avrupa İnşaat İşverenleri Federasyonu (FIEC) tarafından ortak olarak hazırlanan “Yüksek istihdam ile ekonomik iyileşme” reaksiyon bildirgesi toplantının belli başlı tartışma konularıydı. Yazının devamında detaylarını bulabileceğiniz öne çıkan başlıkların yanı sıra, inşaat sektörü sendikalarının son dönem toplu pazarlık müzakerelerinde öne çıkan konular da bir yuvarlak masa toplantısı şeklinde komite üyelerinin bilgisine sunuldu.
Küresel Finans Krizi + Arap “Baharı” = Göçmen İşçiler
Amerika’da finans sektöründe baş göstererek, reel ekonomiye yansıması ardından, başta Avrupa olmak üzere tüm kıtalara transfer edilen kriz, küresel çapta etkisini sürdürüyor. AB ve üyesi bulunan ülkelerde otoritelerin krizle mücadelede kullandıkları son dönemin en popüler araçları; kemer sıkma paketleri. Yunanistan, İspanya, Portekiz ve İtalya’da toplu sözleşmelerin askıya alınması, ücretlerde ve emekli aylıklarında kesintiler, sosyal hakların dondurulması, toplu işten çıkarmalar şeklinde kendini gösteriyor bu araçlar. Romanya, Macaristan ve Bulgaristan gibi AB’nin çiçeği burnunda üyelerinde ise otoriter hükümetlerin işçi haklarını ve sendikal hakları büsbütün alaşağı eden politikaları, söz konusu araçların bir diğer biçimi. Karşı kıyıda ise bahar esintileriyle tütmeye devam eden ateş Tunus, Mısır ve Libya’da ekonomik ve politik istikrarın tesis edilmesini güçleştiriyor.
Gerek finans kesimi krizinin bedeli bakiyelerine borç kaydedilen emekçiler, gerekse rejimlere karşı başlatılan ayaklanmalar ardından işsiz ve aç kalan halk yığınları sınırları kaldırılmış yaşlı kıta içerisinde; daha iyi çalışma ve yaşam koşulları için hareket halinde. Bireyselliğin ve yabancı düşmanlığının besin maddesi yoksulluk ise bu göçmenlerin umdukları “daha iyi” koşulları her geçen gün daha ulaşılmaz hale getiriyor. Geride bıraktığımız dört yılda tecrübe edilen deneyimler, alınan önlemlerin göçü durdurmaktan öte; yasadışı göç, kayıtdışı ve gizli istihdam ile hileli serbest meslek uygulamalarını arttırdığını göstermekte.
2010 yılından bu yana Avrupa Komisyonu’nda üzerinde müzakereler devam eden İşçi Temini Direktifi ile Mevsimlik İşçiler ve Şirketlerarası İşçi Transferi Uygulama Yönergeleri göçe ve göçmen işçilerin sorunlarına çözüm aramaktan ziyade, işverenlerin ucuz işgücü iştahlarını tatmin etme amacında. Avrupa federasyonumuz EFBWW 2013’ün ilk aylarında komisyonda oylanması beklenen bu direktif ve yönergelerin, işçiler lehine tadil edilmesi amacıyla bir kampanya başlattı. “Sosyal gerilemeyi durdurun” (stopsocialdumping.eu) başlıklı internet sitesi bu kampanya dahilinde kuruldu ve işçi temini direktifine dayanılarak istihdam edilen göçmen işçiler ne tür istismara maruz kaldıklarına ilişkin araştırma ve makaleler içeriyor. Diğer aşamalar ise şöyle sıralanıyor; Avrupa Komisyonu Raportörü’nün seçim bölgesi Polonya’da farkındalık yaratma amaçlı bir basın toplantısı düzenlenecek. Tüm Avrupa medyasına mevcut yasa tekliflerinin bazı maddelerinin iptali için ortaya konulan taleplerimiz, basın bildirileri ile ulaştırılacak. Önümüzdeki süreçte ulaşılabilen tüm AB parlamenterleri ile birebir görüşmeler yapılacak. Ve nihayetinde, oylamaya birkaç hafta kala tüm Avrupa’da ve özellikle de Brüksel’de büyük çaplı gösteri ve eylemler hayata geçirilecek.
Avrupa Komisyonu’nun Son Hamlesi: İstihdam Paketi
18 Nisan 2012 tarihinde yayınlanan İstihdam Paketi, Avrupa Komisyonu tarafından Avrupa çapındaki değişmeyen yüksek işsizlik oranlarına bir cevap niteliğindedir. Paket, Avrupa Birliği ile Üye Devletlerin “iş fırsatlarıyla dolu bir kalkınmayı” desteklemek ve Avrupa 2020 Stratejisi hedeflerine erişmek için atması gereken adımlara yönelik orta vadeli bir gündem belirlemiştir. Komisyon, bu endişe verici soruna odaklanmakta haklı olup, günden güne artan işsizlik rakamlarına ve bu güçsüz ekonomik manzaraya su götürmez bir kanıt niteliğindeki mevcut durumu dikkate almaya başlamış görünmektedir.
EFBWW, Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) tarafından yayınlanan değerlendirmelerle aynı doğrultuda pozisyon almıştır ve İstihdam Paketi’nde belirtilen bir takım olumlu gelişmelerin bilincindedir. Özellikle de, yeni AB ekonomik yönetişim sisteminin istihdam ve sosyal politikalarla eşgüdümünün sağlanması ve sosyal ortakların bu sürece daha yakından müdahil olması gerektiğinin farkına varılmasını samimiyetle karşılamaktadır. Ayrıca şu konulara gösterilen özel ilgiyi de desteklemektedir: AB yönetişimi içerisindeki sosyal diyalogun güçlendirilmesi ihtiyacı; işgücü talebinin teşvik edilmesi; artan işsiz genç sayısının azaltılması; işgücü piyasasındaki segmentasyonun ele alınması; iş olanağı yaratma potansiyeli barındıran sektörlerin (yeşil ekonomi, sağlık, bilgi ve iletişim teknolojileri) tespit edilmesi; işçilere ve vasıflara yatırım; işçilerin serbest dolaşımının önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik çabaların tekrarlanması.
Euro bölgesindeki işsizlik %11’e, Avrupa Birliği’nin geri kalanındaki işsizlik rakamları ise %10’a ulaşmakta ve 25 milyonu aşkın kişiyi etkilemektedir; bu nedenle bu yıkıcı istihdam krizinin durdurulması ve ortadan kaldırılması yüksek önceliğe sahiptir. İstihdam Paketi, doğru yönde atılan bir adım olmakla birlikte, federasyonumuz, AB’nin kolektif şekilde kemer sıkma politikasına devam etmesi halinde, paketin daha olumlu tekliflerinin bundan daha öteye gidemeyeceğinden endişe duymaktadır. Komisyon, ilgili makroekonomik, endüstriyel ve inovasyon politikalarının istihdamın artması için önemli olduğunu vurgulamakta haklı olmakla birlikte, ne bir Yatırım Planı teklif etmekte ne de ticaret politikasının etkisini göz önünde bulundurmaktadır. EFBWW istihdam, yatırım ve dış ticaret politikaları arasında bir tutarlılık ihtiyacı olduğunu bir kez daha belirtmektedir. Küreselleşme Uyum Fonu gibi var olan tedbirler, Serbest Ticaret Anlaşmaları’nın belirli sektörlerde istihdam üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için yeterli değildir. AB’nin politika yöneliminde bir değişiklik olmadığı takdirde, EFBWW istenen iş fırsatlarıyla dolu bir kalkınmanın elde edilip edilemeyeceği konusunda şüphelidir. İşgücü piyasası politikaları, makroekonomik politika hatalarını gidermeyecektir; İstihdam Paketi ise ne tüm dış etkenlerden bağımsız şekilde yürütülecek ne de iş fırsatlarının teşvik edilmesi için gerekli fırsatları kendi başına yaratabilecektir.
Kemer sıkma tedbirleri, hem devlet sektöründeki hem de özel sektördeki istihdamı olumsuz etkilemektedir. Eşitsizlikler daha da artmakta ve yoksulluk tırmanmaktadır. Avrupalıların %80’i, son yılda ülkelerindeki yoksulluğun arttığına inanmakta; yalnızca %14’ü hanelerindeki mali koşullarda gelecek yıl bir iyileşme göreceği konusunda umudunu korumaktadır.2 Neticesinde, kemer sıkma tedbirleri her türlü potansiyel kalkınmayı tehlikeye atmaktadır ETUC ve üyesi bulunan EFBWW, buna karşılık alternatiflerin bulunduğunu defalarca belirtmiştir; bu nedenle taleplerini tekrar dile getirmektedirler: 2012’de yeni mali tasarruf tedbirlerinin geçici olarak dondurulması (ve buna bağlı olarak, AB’deki istihdamın korunması amacıyla kamu sektöründeki iş kesintilerine moratoryum getirilmesi); yapısal yatırımlara odaklanan ve mali işlemler vergisi ve Euro bonoları da dahil olmak üzere yeni finansman kaynakları tarafından desteklenen bir Avrupa Yatırım Planı ve Avrupa Merkez Bankası’nın son çare olarak devreye girmesi.
İstihdam Paketi, bazı önemli olumlu politika geliştirme yöntemleri sunsa da, arz yanlısı ekonomi tedbirlerine gösterilen orantısız ihtimam emek kesiminde üzüntü yaratmaktadır. İstihdam serbestisi yoluyla işgücü piyasasındaki esnekliğin arttırılması, teklif edilen işgücü piyasası reformlarının birincil amacı olarak kalmıştır. Bu kadar yüksek işsizlik oranlarının görüldüğü bir dönemde artan işgücü arzının kısa vadede daha yüksek işsizlik seviyelerine yol açacağı açıktır.