EFBWW İnşaat Daimi Komitesi
Avrupa İnşaat ve Ağaç İşçileri Federasyonu (EFBWW) İnşaat Daimi Komitesi toplantısının 2012 ilk yarıyıl toplantıları 25 – 26 Nisan tarihlerinde Lüksemburg’da yapıldı. 31 ülkeden 2,5 milyon inşaat işçisinin örgütlü olduğu 72 sendikadan temsilcilerin katıldığı toplantıda, Sendikamız adına Genel Başkan Yardımcımız İsmet Tan ve Dış İlişkiler Uzmanı Özgür Doruk da hazır bulundular.
Toplantı, Alman IG BAU Sendikası’ndan Komite Başkanı Dietmar Schäfers’in gündemi sunuşu ile başladı. İnşaat ve bağlı işkollarının yeniden tanımlanması, Avrupa inşaat endüstrisinde rekabet edebilirlik, İşçi Temini Direktifi ve Mario Monti’nin II. raporu, Avrupa Müşterek Sosyal Sorumluluk (CSR) Platformu’na inşaat endüstrisinin dahil edilmesi, Kamu İhaleleri Direktifi, erken emeklilik, üçüncü dünya ülkelerinden inşaat endüstrisine göç ve göçmen işçiler için sınır ötesi sendikal işbirliği toplantının belli başlı tartışma konularıydı. Yazının devamında bu konulara ilişkin üst örgütümüz EFBWW ve üyelerinin reaksiyonlarını bulabilirsiniz.
İnşaat ve Bağlı İşkollarının Yeniden Tanımlanması Gerekliliği
Dünya ekonomisinin son dört yılına egemen olan küresel finans krizi ve beraberinde getirdiği kemer sıkma paketleri, inşaat endüstrisinde ve sektör içerisindeki çalışma biçimlerinde köklü bir değişim yaratmıştır. Teknolojik gelişmelerinde şekillendirdiği sektörde ortaya çıkan yeni çalışma nitelik ve biçimleri, Avrupa inşaat sendikalarının bu alanlarda örgütlenmeye gitmek için harekete geçmeye itmiştir. Bu itibarla EFBWW, tüzüğünde yer alan “inşaat ve bağlı işkollarını” yeniden tanımlama gereksinimi duymuştur. Amaç; kriz etkisiyle azalan örgütlü kapasitenin yükseltilmesi ve bu yolla temsil gücünün arttırılmasıdır.
EFBWW, üyesi bulunan sendikaların örgütleyeceği çalışanları üç kategoride toplama kararı almıştır. 1) Ücret karşılığı çalışanlar (örneğin; mavi yakalılar, yönetimsel elemanlar, uzmanlar, idareye bağlı personel – yönetim kurulu üyesi olarak çalışanlar dışındakiler, hileli serbest mesleklerle istihdam edilmiş olanlar, “bağımlı” işçiler ve diğer benzer aktif pozisyondakiler), 2) aktif olmayan işçiler (örneğin; işsizler, emekliler, özürlüler ve diğer benzer aktif olmayan pozisyondakiler), 3) serbest meslekle çalışan işçiler (EFBWW üyesi bir sendika tarafından örgütlenmiş oldukları kanıtlanmalıdır). 31 ülkeden, 72 üye sendikanın 30 Haziran’a dek Yönetim Kurulu’na sunacağı raporlar ardından, yeni örgütlenme olanakları tespit edilecektir.
Sermayeden Yeni Dayatma: Avrupa İnşaat Endüstrisinde Rekabet Edebilirlik
Geçtiğimiz yıl Aralık ayında Avrupa Komisyonu tarafından “inşaat endüstrisinde rekabet edebilirlik” konulu bir tebliğ yayınlanacağı bilgisi sosyal taraflara iletilmişti. Bu tebliğ, endüstrimizle doğrudan bağlantılı olan, AB’nin gelecek dönem politikalarını içereceğinden, bizleri yakından ilgilendirmektedir. İnşaat endüstrisinde rekabeti arttırmak amacıyla, düzensizleştirme ve basitleştirmeye dönük büyük bir baskı hasıl olmaktadır. Pek çok kanun, toplu sözleşme, yüklenicinin alması gereken sorumluluklar, denetim ve kontrol mekanizmaları, işverenler tarafından pazarın gelişmesi önünde yönetimsel engeller olarak görülmektedir.
EFBWW, bu tebliğin AB gündeminde yer alan ve halen devam eden pazarın düzensizleştirilmesi uygulamalarını tekrarlayacağını öngörmektedir. Tebliğin iletmeyi amaçladığı mesajı değiştirmenin tek yolu ise Avrupa Parlamentosu’nu inşaat işçilerinin safına alarak, karşı bir pozisyon belirlemektir. Federasyonumuzun bu amaçla hazırladığı bildiri, Avrupa inşaat sektöründe sürdürülebilir rekabet için 4 anahtar noktayı ortaya koymaktadır:
İyi ücretler, iyi koşullarda istihdam ve iyi bir sosyal güvenlik sistemi ile inşaat sektörü işçilerini cesaretlendirerek, onların niteliklerini etkin hale getirmek. Bu önlemler, sosyal güvenlik sistemi hileleriyle (kayıt dışı çalışma, hileli serbest meslekler vb.) mücadeleyi sağlayacak enstrümanlarla desteklenmelidir. Toplu sözleşmeleri ve müşterek sosyal fonları da içerecek olan, işçiler ve işverenler arasında tesis edilecek yapısal endüstri ilişkileri bu amaca ulaşmak için büyük öneme sahiptir.
İşçilerin kabiliyetlerine yapılacak sürdürülebilir yatırımlar şirketlerin verimliliğini arttıracaktır. Mesleki eğitime yapılacak sağlam ve dayanıklı yatırımlar, ek kabiliyetlerin geliştirilmesi ve yaşam boyu öğrenmenin teşvik edilmesi ile inşaat sektöründe sürdürülebilir rekabetin gelişimi gerçekleşebilir. EFBWW, ulusal düzeyde faaliyette olan sosyal tarafların, sektöre ilişkin yapacakları müzakereler ile inşaat işçilerinin kabiliyetlerini genişletici yatırımlar yapabileceklerine inanmaktadır.
Güvenli ve sağlıklı işyerlerinin tesis edilebilmesi için yatırım yapmak. İşyerlerinde kazalara ve meslek hastalıklarına sıfır tolerans gösteren etkin koruma politikaları ile tüm inşaat işçileri için işyerlerini güvenli ve sağlıklı hale getirmek sürdürülebilir inşaat endüstrisi yaratmada önemli rol oynayacaktır. İşte yaşanan her bir kaza veya meslek hastalığı sürdürülebilir endüstri önünde engel teşkil etmektedir.
Büyük miktarda enerji tüketen bir inşaat sektörü yerine, daha az enerji tüketen bir sektör tesis etmek, tüm hükümetlerin uzun dönemli yatırım politikaları arasında olmalıdır. Bu yatırımlar aynı zamanda toplumların tamamı için bir katma değer niteliği taşıyacaktır.
Kölelik Direktifi ve Monti’nin Sendika Düşmanlığı
Avrupa Komisyonu, 21 Mart 2012 tarihinde uzun süredir beklettiği bir Yönerge’yi yayınladı. Bu yönergenin; bir yönüyle İşçi Temini Direktifi uygulamasını güçlendireceği, diğer bir yönüyle ise adil olmayan sınır ötesi ticareti, sosyal dampingi, işçiler arası ayrımcılığı, yetersiz denetimi ortadan kaldıracağı duyurulmuştu. Ancak beklenen olmadı. EFBWW, tüm Avrupa Komisyonu üyelerine gönderdiği açık mektupta; duyurulan bu kanun teklifinin istismara uğrayan işçiler için hayal kırıklığı olduğu, politik bir göz boyamadan öteye geçmediği, eşit haklar ve daha iyi sosyal korumaya ulaşmada etki yaratamayacağı, işçi temininde kullanılan sosyal güvenlik açıklarını kapatamayacağı ve daha da kötüye götüreceği yönündeki görüşlerini iletmiştir.
İnşaat Daimi Komitesi’ne katılan Avrupa’nın dört bir yanından sendika liderleri, yönergeye ilişkin taleplerini şöyle sıraladılar; sınır ötesi işçi hareketinin daha adil ve ayrımcılığı engeller nitelikte bir çerçevede düzenlenmesi, “işçi” ve “gerçek kişi” ayrımının net olarak yapılması, özel istihdam bürolarına eşit muamele gösterilmesi, ana yüklenicinin tam ve eksiksiz sorumluluğunun ortaya konulması, bir Avrupa Çerçeve Anlaşması hazırlanarak ulusal düzeyde otoritelerce uygulanmasının temin edilmesi, denetim ve kontrol mekanizmalarının güçlendirilmesi, işçilere ücretsiz bilgilendirme ve asistanlık hizmetinin garanti altına alınması.
EFBWW, Avrupa Adalet Divanı’nın 2007 ve 2008 yıllarında Viking, Laval ve Ruffert davalarında verdiği kararların, işçi haklarına yaptığı negatif etkileri, uzun süredir eleştiri konusu yapmaktaydı. Avrupa Adalet Divanı kararlarının, sendikaların temine konu olan işçilerin çalışma koşullarını iyileştirmek adına, toplu olarak gerçekleştirdikleri eylemleri kısıtlayıcı etkisi, daimi komitenin bu toplantısında da gündeme taşındı. Çünkü bu durum, Avrupa emek piyasasında sosyal dampingin önünü açıcı nitelik taşımaktadır.
Öte yandan Avrupa Komisyonu, Viking ve Laval yargılamalarından sonra ortaya çıkan toplu eylemleri savuşturmak adına, geçmişin ekonomi profesörü, bugünün İtalya Başbakanı Mario Monti’ye, bir dizi yeni düzenlemeye olanak sağalayan “II No’lu Rapor”u hazırlattı. İnşaat Daimi Komitesi üyeleri, söz konusu taslak düzenlemeler hayata geçtiği takdirde, işçilerin ve sendikalarının, çalışma koşulları adına kolektif olarak gerçekleştireceği eylemlere ilişkin haklarının ortadan kaldırılacağı görüşlerini bir kez daha ortaya koydular.
EFBWW tarafından hazırlanan protesto metninde şu cümlelere yer verildi; “EFBWW Monti II Düzenlemeleri’ni top yekün reddetmektedir ve Avrupa Adalet Divanı kararlarının emekçi haklarını kısıtlayıcı hükümleriyle savaşmaya devam edecektir. Bizler, sosyal dampingin yer almadığı, hangi ülkeden gelirse gelsin ve hangi ülkede çalışırsa çalışsın tüm işçilerin insan onuruna yakışır koşullarda eşit muamele gördüğü bir Avrupa emek piyasası için mücadelemize devam edeceğiz”.