GENEL BAŞKANIMIZ RAMAZAN AĞAR’IN
TÜRK-İŞ 22. OLAĞAN GENEL KURUL KONUŞMASI
Sayın Divan,
Sayın TÜRK-İŞ Genel Başkanı ve Yönetim Kurulu Arkadaşlarım,
Sendikalarımızın Değerli Başkanları, Yöneticileri,
Değerli Delegeler,
Değerli Katılımcılar,
Hepinizi en içten sevgilerimle, saygılarımla selamlıyorum.
Üç gündür bu salonda demokrasinin en güzel örneği sergileniyor.
Farklı işkollarından arkadaşlarımız konuşuyor.
Farklı dünya görüşlerine sahipler.
Ülkemizin değişik bölgelerinden geliyorlar.
Çalışma hayatıyla ilgili sorunlara farklı çözümler getiriyorlar.
Sendikalarımız kendilerini bu kürsüden ifade ediyor.
Bu durum, TÜRK-İŞ’in çok sesli yapısını, zenginliğini ve ülkemizin tamamını temsil ettiğinin bir kanıtıdır.
Üç gündür sergilenen bu çok sesli, kararlı, hoşgörülü, mücadele azmiyle dolu yaklaşımları, demokratik ortamı, sizler gibi dikkatle izledim.
Böyle bir büyük camianın parçası olmaktan, bu camiada yönetici olma fırsatı bulduğumdan dolayı duyduğum memnuniyeti bir kez daha dile getirmek istiyorum.
Çok sesliliğimiz, birliğimizin ve bütünlüğümüzün sembolüdür. Bizi biz yapan temel özelliğimizdir. Bağımsızlığımızın gücüdür. Bizim gücümüzdür. İşçinin gücüdür.
Değerli katılımcılar,
Bizler TÜRK-İŞ Genel Mali Sekreterliği olarak, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri ekseninde çalışmalarımızı sürdürdük. Geçmiş dönemden aldığımız bayrağı, 22’inci Çalışma Döneminde daha yukarıya taşımaya gayret ettik.
Geçtiğimiz dört yıllık dönemde TÜRK-İŞ Genel Mali Sekreterliği olarak, uyumlu bir çalışma gerçekleştirdik. Birlikte çalışma fırsatı bulduğum, bölümde görev yapan tüm arkadaşlarla beraber üzerimize düşen görevi layığıyla yerine getirdiğimizi düşünüyorum.
Böyle düşünmemin temelinde; Hesap Tetik Komisyonu ve Bütçe Komisyonu Raporları yatıyor. Değerli oylarınızla çalışmalarımızı olumlu bulduğunuzu gösterdiniz. Çalışma azmimizi artırdınız.
Ortaya koyduğumuz performansta birlikte görev yaptığım Yönetim Kurulu üyesi arkadaşlarımın desteğini hep yanımda buldum. Denetleme Kurulu üyelerimizin yol gösterici tutumları bize yol gösterdi.
Huzurunuzda hepsine teşekkür etmeyi borç biliyorum.
Sevgili Delegeler,
Ülkemiz çalışma hayatına baktığımızda, sorunlarımızın devam ettiğini üzülerek söylemek zorundayım.
Sizlere gönderdiğimiz faaliyet raporumuzda, ekonomik ve sosyal durumu ortaya koyan değerlendirmeler var.
Yaşama ve çalışma şartlarında bazı konularda iyileşme sağlanmış olsa da, birçok olumsuzluk halen ağırlığını sürdürüyor.
– Gelir dağılımındaki adaletsizlik,
– Yoksulluk,
– İşsizlik,
– Özellikle gençlerimizin işsizliği,
– Kayıt dışı istihdam,
– Vergideki adaletsiz yapı,
– Taşeron işçilerinin sorunları,
– İş güvencesi,
– Esnek çalışma,
– Sendikasızlaştırma,
– Sendikal örgütlenmede sıkıntılar,
– İş kazaları sonucu meydana gelen iş cinayetleri,
Karşı karşıya kaldığımız sorunları daha da uzatmak mümkün…
Günlük hayatta karşılaştığımız her olaya, çalışma hayatına yansıyor. Suriye’deki gelişmeler işgücü piyasasını zorluyor. Ücretlerin düşmesine ve kayıtdışı istihdamın artmasına neden oluyor.
Türkiye’nin Dönem Başkanlığı’nda yürütülen L20 çalışmaları esnasında Nizip’te ki Suriye Mülteci Göçmen Kampını yabancı sendika temsilcileriyle birlikte ziyaret ettim.
Oradaki şartları görünce, insan haline şükrediyor.
Birliğimizin, kardeşliğimizin önemini, ülkemizin büyüklüğünü, potansiyelini daha iyi anlıyor.
TÜRK-İŞ olarak, sosyal sorumluluğumuzun bir gereği olarak her yere yetişmeye çalıştık. Kimi zaman iş cinayeti sonrası geride kalan dul ve yetimlere el uzattık, kimi zaman hakları için mücadele eden işçinin yanı başında katkı sağladık. Mağdur olanlara Kızılay ve Afad aracılığıyla, yardım ulaştırdık. Okullar yaptırdık.
Her zaman ve her yerde TÜRK-İŞ’in sorumluluğunu, gücümüz yettiğince göstermeye çalıştık. Genel Mali Sekreter olarak üzerime düşen, yönetim kurulunun bana verdiği görevi yerine getirmeye gayret ettim.
Sayın Delegeler,
Dün sendikam adına yapılan konuşmada dile getirildi. Çalışma hayatının yıllardır kanayan yarası olan, güvencesiz ve ağır çalışma şartlarında istihdam edilen taşeron işçileri için başlattığımız hukuki mücadele olumlu sonuçlandı.
Bu sadece Yol-İş Sendikasının değil, hepimizin başarısıdır.
Ama önemli olan, tüm taşeron işçilerinin kamuda kadroya geçirilmesidir.
Özel kesimdeki taşeron işçisinin sendikal çatı altına alınmasıdır. Toplu iş sözleşmesi kapsamına girmesidir.
Çalışma şartlarının iyileştirilmesidir.
İster kamu sektörü olsun ister özel sektörde olsun, taşeron çalıştırmanın şimdiye kadar yol açtığı sorunlar artık bizler açısından dayanılmaz bir hal almıştır.
Evine ekmek götürüp insanca yaşam sürmek için çalışmak isteyen arkadaşlarımız, taşeron sistemi altında ezilmekte, hem gelirden hem de insanca yaşam koşullarından mahrum kalmaktadır.
Tüm çalışanların, insan onuruna yakışır bir hayat seviyesi elde etmelerini sağlamak, bizlerin başta gelen görevidir.
Asgari ücret bunu sağlayacak sosyal politika aracıdır.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına işçi kesimi olarak katıldığımda, karşımıza Hükümet önerisi olarak altışar aylık olarak yüzde 3 ve yüzde 3 önerisiyle geldiler. Hükümetin bu teklifini ikiye katladık.
Ama geldiğimiz nokta, halen mevcut asgari ücretin çok düşük olduğudur. Asgari ücretin aylık 1.300 liraya yükseltilmesi de yeterli olmayacaktır.
Sorunlarımız çok…
Ama bir konuya mutlaka değinmem gerekiyor. Kıdem tazminatı…
Kıdem tazminatı işçi sınıfının en büyük kazanımıdır. Bu konudaki kararlı duruşumuzu hep birlikte muhafaza ediyoruz.
Sevgili Arkadaşlarım,
Başta üyemiz işçiler olmak üzere tüm çalışanların alım gücü istenen seviyede değildir. Ülkemizin büyük bir kesimini oluşturan dar ve sabit gelirliler, hayatını borçlanarak, kredi kartlarına bağımlı bir şekilde sürdürmek zorunda kalmaktadır. Bir kartla diğer kartın borcunu ödeyerek ayakta kalmaya çaba göstermektedir.
Dar ve sabit gelirlilerin hayatı yaşamı bu kısır döngüde, zorluluklar içinde devam etmektedir.
Ülke ekonomisindeki dalgalanmalar aile bütçesini olumsuz etkilediği gibi, Konfederasyonumuz bütçesine de yansımaktadır.
Enflasyondaki artış, döviz kurlarında yaşanan dalgalanma sendikaların ve TÜRK-İŞ’in harcamalarına da yansımıştır.
Konfederasyonumuzun gelirleri maalesef giderlerini karşılamakta yetersiz kalmaktadır.
Bazı sendikalarımız aidat yükümlülüğünü uzun zamandır yerine getirmemektedir. Denetim Kurulu Raporlarında bu olumsuzluğa işaret edilmekte ve ana tüzük hükümlerinin uygulanarak, bu sendikalar için hukuki sürecin başlatılması gerektiği tespitine yer verilmektedir.
Bütün uyarılarımıza rağmen, vecibelerini yerine getirmeyen bu sendikalar için, Denetleme Kurulu Kararı doğrultusunda işlem başlattık.
Konfederasyonumuzda kafa-kasa birliğini sağlamak zorundayız.
Umut ediyorum ki önümüzdeki çalışma döneminde bu adımları sizlerin desteğiyle atacağız ve bu yolda mesafe alacağız.
Hepinize çok teşekkür ediyorum.