MENEMEN OLAYLARI
Demokratik ve Laik Cumhuriyet ile hesaplaşmaya yönelik bir kalkışma olan Menemen Olayı; 23 Aralık 1930 tarihinde İzmir’in Menemen İlçesinde gerçekleşti.
Cumhuriyet ve Laik Türkiye düşmanı çevrelerin Manisa’da toparlanma çalışması yaptıkları bir dönemde sabah namazından çıkanları; “Şapka giyen kafirdir! Yakında yine şeriata dönülecek.”kışkırtması ve yoldan geçenleri silah zoruyla toplayan Derviş Mehmet ve arkadaşları, topladıkları güruhu Menemen merkezine yürüttü. Burada, yeşil şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini söylerken silahlı adamlar da halkı korkutmaya devam ettiler.
Olaylar duyulunca Alay Komutanı, Yedeksubay Kubilay’ı bir manga asker ile olay yerine gönderdi. Kubilay, askerlerin yanından ayrılarak tek başına kalabalığın arasına girip teslim olmalarını istedi. Kalabalıktan biri ateş ederek Kubilay’ı yaraladı. Askerler de ateş açtılar fakat tüfeklerinde öldürücü etkisi olmayan manevra fişekleri vardır. Derviş Mehmet “bana kurşun işlemiyor” diyerek bu olayı da kullanarak, halkı kışkırtmaya devam etti. Kubilay yaralı halde cami avlusuna sığındıysa da, Derviş Mehmet ve arkadaşları peşi sıra geldiler. Derviş Mehmet, çantasını açıp testere ağızlı bağ bıçağını çıkardı ve yaralı Asteğmen Kubilay’ın başını kesti.
Bu aşamada askeri birlik yetişir. Askerle şeriatçı göstericiler arasında çatışma başlar. Askerin ateşi ile Derviş Mehmet’le birlikte birçok gösterici ölür ve diğerleri de kaçarlar. Daha sonra hepsi yakalandı olaya doğrudan veya dolaylı katılan 105 sanık (anayasayı cebren tağyir, eyleme iştirak, azmettirme veya Mehdi Mehmedin Mehdiliği için harekete geçtiğini bildikleri halde zamanında Hükümete haber vermedikleri ve tekkelerin seddinden sonra ayini tarikat icra ettikleri suçlamalarıyla) 15 Ocak 1931‘den itibaren General Mustafa Muğlalı başkanlığında kurulan Divanı Harp’te yargılandılar. 28 sanık Kubilay’in başının kesildiği yerde asıldı.
Mustafa Kemal; 28 Aralık 1930‘da; “Mürtecilerin gösterdiği vahşet karşısında Menemen’deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkardavranışlarda bulunmalarının bütün cumhuriyetçi ve vatanperverler için utanılacak bir hadise” olduğunu belirtti.
İsmet İnönü; “Kubilay, millet yolunda canını her an fedaya hazır olan geleneksel Türk yaradılışının müstesna abidesidir.” Dedi.
Menemen’e dikilen Devrim Şehidi anıtında; “İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz.”yazar.
Kubilay Olayı, Laik Demokratik Cumhuriyete karşı hesaplar içinde olan gerici güçlerin fırsat bulduklarına neler yapabildiklerin gösteren bir olaydır. Ölümünün 85. Yılında Kubilay’ı anmak Laik ve Demokratik Cumhuriyete ve hukuk devletine sahip çıkmayı, cumhuriyetimize karşı içten ve dıştan gelebilecek saldırılara karşı uyanık olmayı gerektirmektedir.