Soma İş Cinayetinin 3. Yıldönümünde
HAYATLARINI KAYBEDEN İŞÇİLERİ SAYGIYLA ANIYORUZ
Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 yılında yaşanan iş kazasında 301 madencimiz hayatını kaybetmiş, 162 madencimiz ise yaralanmıştı. Soma’daki maden kazası, ülkemiz tarihinin gördüğü en büyük iş kazalarından biri olarak kayda geçmiştir. Acımasız koşullarda güvencesiz ve kuralsız çalışma, taşeron işçilik ve üretim zorlaması Soma’daki iş kazasını “iş cinayeti”ne, Soma faciasına dönüştürmüştür. Maalesef Soma’dan Siirt’e, Ermenek’ten Elbistan’a iş cinayetleri sürmekte, emekçilerin canını almaya devam etmektedir.
Soma katliamını unutmuyoruz. Tek bir işçinin bile ölümünü kabul etmiyoruz. Çağrımız herkese, çağrımız tüm sorumlulara. Sendikamız, Soma faciasının 3. Yıldönümünde, iş sağlığı ve güvenliği alanının taraflarına görev ve sorumluluklarını hatırlatmakta, bu alanda yapılması gerekenleri talep etmekte, kamuoyunun bilgisine sunmaktadır:
ILO Güvenlik Raporu da göstermektedir ki, iş kazaları ve meslek hastalıkları “kader” değildir. Yeni iş cinayetlerine yol açmamak için iş sağlığı ve güvenliğinde zihniyet değişimine gidilmeli, “önce insan ve işçi güvenliği” anlayışı benimsenmelidir.
İş sağlığı ve güvenliği mevzuatının eksiksiz hayata geçmesi ve hukuki zeminin tam olarak sağlanabilmesi için bu alanla ilgili ILO Sözleşmeleri ruhuna uygun bir şekilde ulusal mevzuata kazandırılmalıdır.
Sendikal örgütlenmenin ve özgürlüklerin önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
Taşeron işçilik uygulamasına son verilmelidir.
İşyerlerinde oluşturulan İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları demokratik yapılar olarak düzenlenmeli, kurulların yaptırım gücü olmalıdır.
İş müfettişi sayısı artırılmalı ve işyeri denetimleri etkin olmalıdır.
İş güvenliği ve işyeri hekimleri etik ve mesleki bağımsızlık çerçevesinde görevlerini yapmalıdır.
Toplumun her kesiminde güvenlik bilincinin ve güvenlik kültürünün oluşturulması için çaba gösterilmelidir.
Meslek Hastalıkları Hastanesi veya kliniklerinin sayısı artırılmalı, meslek hastalıklarının tespitine yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi’nde kabul edilen, 2014-2018 Politika Belgesi’ndeki hedeflere ulaşılmalıdır.
İş güvencesi ile iş sağlığı ve iş güvenliğinin birbirini tamamladığı gerçeğinden hareketle, tüm çalışanlar sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmalıdır. Sigortasız ve sendikasız çalıştırma önlenmeli, kayıt dışı ekonomi kayıt altına alınmalıdır.
İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili alınması gereken tedbirler ek bir maliyet değil, tersine kazaları azaltan, ölümleri önleyen, verimliliği artıran, ürünlerin rekabet şansını artıran uygulamalar olarak kabul edilmelidir.
Günümüzde 30’u aşkın ülkede “28 Nisan” resmi olarak anma ve yas günü kabul edilmiştir. Birçok ülkede de 28 Nisan’ın anma ve yas günü ilan edilmesi için kampanyalar sürdürülmektedir. Biz YOL-İŞ olarak, başta Soma faciası olmak üzere iş cinayetlerini unutmamak ve unutturmamak için, 28 Nisan’ın ülkemiz tarafından da iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle hayatını kaybeden emekçileri anma ve yas günü olarak kabul ve ilan edilmesini talep ediyoruz.
Bu duygu, düşünce ve taleplerle Soma faciasının 3. Yıldönümünde 301 madenci şehidimizi rahmetle ve saygıyla anıyor, YOL-İŞ olarak ülkemizde sorunlu bir alan olan iş sağlığı ve güvenliği alanında yapılacak olan iyileştirici çalışmalara katkı vermeye hazır olduğumuzu, emekçi ölümlerine karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyuna duyururuz.
Türkiye YOL-İŞ Sendikası
Yönetim Kurulu