30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI


KUTLU OLSUN

1. Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondoros Mütarekesi ve Sevr Antlaşması ile yurdumuz tamamen elimizden alınıyor, kendi vatanımızda özgürce yaşama hakkımıza son veriliyor, vatanımız emperyalist devletlerce paylaşılıyordu.

Bu durumu kabul etmemiz elbette ki mümkün değildi. Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmasıyla Kurtuluş Savaşının da ilk adımı atılmış oldu.

30 AĞUSTOS;

Türk ulusunu esaret altında yaşamaya mahkûm etmek isteyen emperyalist güçlere karşı;  kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla, askeriyle, milis güçleriyle bir bütün olarak verilen bir savaşın kazanıldığı, Zafer Destanı’nın yazıldığı gündür.

26 Ağustos 1922’de Türk Ulusunun Büyük Taarruz ile başlattığı mücadele, 30 Ağustos’da zaferle sonuçlandı. Bu büyük mücadele, bugünkü varlığımızın da temelini oluşturmaktadır. Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nde özgürce yaşayabiliyorsak, üstünde yaşadığımız bu topraklara vatan diyebiliyorsak; bunu 26-30 Ağustos tarihleri süresince şehit olma pahasına vatanlarını düşmandan, emperyalist güçlerden kurtaran o kahramanlarımıza borçluyuz.

Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğindeki Türk milletinin ve ordusunun her türlü zorluğa, yokluğa karşı kazandığı zafer; ezilen, bağımsızlık özlemi çeken uluslara da örnek olmuş, yol göstermiştir.

Zafer kolay kazanılmamıştır.

“Burası benim vatanımdır” diyen herkes göğsünü düşmana siper etmiş, Zafer Destanı kanla yazılmıştır. Bu ülkede yaşayan herkesin zafere katkısı vardır. Bugün ülkemizi, milletimizi bölmeye yeltenenler bunu kesinlikle başaramayacaklardır.

Tarih boyunca kardeşçe bir arada yaşayan bu millet, kardeş kavgası yaratmaya çalışanların oyununa gelmeyecektir.

Bölgemizde son yıllarda önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Ortadoğu kan gölüne dönmüştür. Ülkeler bölünmekte, parçalanmaktadır. Emperyalistlerin bitmek bilmeyen iştahları oluk oluk kan akmasına neden oluyor.  Vahşet, tüyler ürpertici boyutlara ulaşmıştır.

Ülkemizde 7 Haziran’da yapılan genel seçimden sonra karanlık güçler yeniden harekete geçmiştir. Her gün bombalar patlamakta, saldırılar düzenlenmektedir. Gençlerimiz, askerlerimiz, polislerimiz, insanlarımız bu kanlı, kahpe saldırılarda şehit düşmektedir. Son yıllarda ağlamayan anaların, babaların, çocukların, eşlerin, kardeşlerin feryatları yürekleri dağlamakta, ocaklara ateş düşmektedir.

Ülkemiz kurtuluşundan kuruluşuna şehitlerimizin kanıyla sulanmıştır. Artık şehit vermek istemiyoruz. Bu güzelim vatan topraklarının yeniden yeniden şehitlerimizin kanıyla sulanmasını istemiyoruz.

Böyle bir ortamda ülkemiz yeni bir seçime gitmek zorunda bırakılmıştır.

Bu büyük milletin bu zorlukları da aşacağını ve karanlığı yırtacağını umuyor ve diliyoruz.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi; bir defa değil on defa, yüz defa değil binlerce defa okunmalıdır.

Şehitlerimizin kanlarıyla ve büyük fedakarlıklarla kurulan Türkiye Cumhuriyeti, birlik ve beraberliğimizi koruduğumuz sürece sonsuza kadar yaşayacaktır.

Kurtuluş Savaşı’nın sonucunu belirleyen Büyük Zafer’in 93’üncü yılında başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bize bu zaferi yaşatan milli mücadele kahramanlarını saygıyla anıyor, savaşsız, sömürüsüz barış içinde bir dünya özlemiyle Zafer Bayramı’nı kutluyoruz.